Kategori arşivi: HADİS-i ŞERİFLER

3-ZİKİR HAKKINDA HADİSİ ŞERİFLER

ZİKİRLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER

“Ya resulallah! Kıyamet günü Allah katında en üstün dereceye sahip olacak olan kullar kimlerdir? Diye soruldu. Allah’ı çok zikredenlerdir. Buyurdu “ Hadis-i şerif Tirmizi

“İnsanların en yüksek dereceli olanı Allah’ı zikredendir.” Hadis-i şerif

“Bilin ki, sizin derecenizi her amelden daha yukarı çıkaran ve sizin için güneşin ışıdığı şeylerden daha iyi olan amellerinizin en iyisi, Allah’ı (CC) zikretmektir. Zira Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Ben, beni zikredenle birlikteyim.” (Hadis-i şerif; Biharul Envar, C.93, S.163)

“Allah nezdinde amellerin en üstünü, dilin Allah zikrinden yaş olarak ölmendir. “ Hadis-i şerif

Cabir (r.a) rivayet ediyor: Peygamberimiz, Hiç bir kimse, kendisini azaptan kurtarmak için Allah’ın zikrinden daha üstün bir amel yapmamıştır. Hadis-i şerif

“Hz. Muâz İbnu Cebel (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Kul, kendini Allah’ın azabından kurtarmada zikrullahtan daha müessir bir ameli işlememiştir.” [Muvatta, Kur’ân 24, (1, 211); Tirmizî, Daavât 6, (3374); İbnu Mâce, Edeb 53, (3790).]

“Ahiret ve dünya saadetini elde edecek bir şeyin başını ögreteyim mi? Ehl-i zikirle oturmalısınız. Yalnız kalsanız da dilinizi Allah’ın zikrinden ayırmayınız.”

“Muhakkak ki cennet ehli zikretmedikleri zamana üzülürler.” (Not : Burada öldükten sonra değil, ölmeden önce cennet ehlinin üzüntüsü söz konusu. 22. Basamakta başlıyor 26. basamağa kadar olan kesim)

“Hiçbir sadaka Allah’ın zikrinden daha faziletli değildir”

“Allah’ı çok zikretmeyen imandan uzaklaşır.”

“Allah’ın azabından Allah’ı zikretmekten daha fazla hiçbir şey kurtaramaz.”

“Kuran’ı okumak ve zikir imanı kuvvetlendirir.”

“Kul ancak şeytandan Allah’ı zikretmekle korunur”

“Zikrullahı çok eden münâfıklıktan kurtulur.” (Kırk Mevzuda Kırk Hadis Kitabı, Hadîs No: 1, s.265; Râmûzu’l-Ehâdîs, Hadîs)

“Her zikrullah edilen mecliste melekler etraflarını sararlar. Bunlar zikre başlayınca, hatta melekler derler ki siz zikrinizi arttırınız. Allah’u Teâlâ Hazretleri de size ihsanını artırsın,” (Râmûzu’l-Ehâdîs, Hadîs No: 4247.)

“Allah’u Teâlâ yanında derecesi yüksek olanlar, Allah’u Teâlâ Hazretlerini çok zikreden kadın ve erkeklerdir.” ( Sahîh-i Müslim, Cild 8, Hadîs No: 4 (2676), s. 163; Sûre-i Ahzab, Ayet 35.)

“İnsan bir şeyi severse, daima onu yâdeder.“ (C. Sagîr)

“Zikir nurdur, zikrullahla meşgul olanın içini nurlandırır. İç nurlanınca da, hikmet husule gelir.“

“- Ya Resulallah, Kıyamet günü Allah katında derece bakımından kulların hangisi daha üstündür?

  • Allah’ı çok zikredenler!
  • Ya Resulallah, Allah yolundaki gaziden de mi?
  • Kırılıncaya ve kana boyanıncaya kadar kılıcını kâfirlere ve müşriklere çalsa da, Allah’ı çok zikredenler, derece bakımından ondan daha üstündür.“ (Tirmizî)

“Rabbini zikredenlerle etmeyenlerin misali, diri ile ölü gibidir.“ (Buhari)

“İçerisinde Allah zikredilen ev ile zikredilmeyen evin misali, diri ile ölü gibidir.“ (Buhari)

“Şüphesiz ki her yere cila verecek bir alet var, kalbin cilası ise zikrullahtır. Azabdan kurtulmak için zikrullah gibi bir şey olamaz. Meğer ki kılıcın kırılıncaya kadar Allah yolunda muharebe edesin. „(C. Sağîr)

“Allahu Teala’yı çok zikretmekle o derece mest olunuz ki, münafıklar sizi mecnun zannetsinler. “(C. Sagîr)

“Allahu Teala’ya muhabbetin alâmeti zikrullahı sevmek, nefretin alâmeti zikrullahı sevmemektir.“ (C. Sagîr)

Ebû Ümâme (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Kim yatağına temiz (abdestli) olarak girer ve uyku bastırıncaya kadar Allah’ı zikrederse gecenin herhangi bir saatinde uyanıp da Allah’tan dünya veya âhiret hayırlarından bir şey isterse Allah Teâla, istediğini mutlaka ona verir.” [Tirmizî, Daavât 100, (3525).]
Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kim bir yere oturur ve orada Allah’ı zikretmez (ve hiç zikretmeden kalkar) ise Allah’tan ona bir noksanlık vardır. Kim bir yere yatar, orada Allah’ı zikretmezse, ona Allah’tan bir noksanlık vardır. Kim bir müddet yürür ve bu esnâda Allah’ı zikretmezse, Allah’tan ona bir noksanlık vardır.” [Ebû Dâvud, Edeb 31, (4856), 107, (5059); Tirmizî, Daavât 8, (3377); Hadisin metni Ebû Dâvud’a aittir. Sondaki ziyade İbnu Hibbân’ın Mevârid’inden alınmadır (2319).]
Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir: “Size amellerinizin en hayırlısını, Melikiniz katında en temizini, dereceniz bakımından en üstününü bildireyim mi? Öyle ki bu amel sizin için altın ve gümüş infak etmekten ve düşmanınızla karşılaşıp onun boynunu vurmanızdan ve onların sizin boynunuzu vurup şehid olmanızdan daha hayırlıdır.”
Sahabeler:“Evet” dediler.
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi: “Allahu Teala’yı zikretmektir.” (Tirmizi 5/459, İbni Mace 2/1245)

“Gafillerin arasında Allahü Tealayı anan , ölüler arasında canlı gibi ,kuru ağaçlar arasında yeşil ağaç gibi , harpten kaçanlar arsında harbeden asker gibidir.“(Ebu Nuaym) Hadis-i Serif
“Allah’ın zikri kalblere şifadır”. İmam Münavi, Feyzül Kadir
“Bir kul benim zikrimle meşgul olmasından dolayı kendi ihtiyaçlarını taleb etmeyi
unutursa ben, o kuluma kendisi istemezden evvel nimetlerimi ihsan ederim.” (Hadîsi Kudsî, Tirmizi)
“Ya resulallah! Kıyamet günü Allah katında en üstün dereceye sahip olacak olan kullar kimlerdir? Diye soruldu. Allah’ı çok zikredenlerdir. “ Hadis-i şerif Tirmizi
“İnsanların en yüksek dereceli olanı Allah’ı zikredendir.“ Hadis-i şerif
“Allah’ı zikreden mü’min diriye, Allah’ın zikrinden gafil olan kişi ölüye benzetilmiştir.” Hadis-i şerif
KUDSİ HADİS ; “Ey ademoğlu! Ben kulumun zannında, kendimleyim. Halbuki Beni andığı an onunlayım. Beni tek başına zikrederse, onu Zatımda Rahmetimle anarım. Beni bir toplulukta anarsa, Ben de onu daha hayırlı bir toplulukta anarım. Ey Ademoğlu! Beni ancak Benden başkasını unutan zikreder. Başkasını unutarak Beni zikret ki, aradaki perdeyi açarak seni anayım. Beni dilinle an ki, seni rızamla anayım. Beni kalbinle an ki, seni Bana kavuşturarak anayım, Beni küçülerek an ki, seni üstün kılarak anayım. Beni bollukta an ki, seni darlıkta anayım. Beni mücadele ile an ki, seni müşahede ile anayım. Beni kulca an ki, seni Rab’ca anayım. Beni fena ile an ki, seni Beka ile anayım. Ey ademoğlu! Beni unutuyor ve başkasını hatırlıyorsun hep. Beni zikreden hayırlı bir dille ikram olunmuşken kalbin başkasıyla meşgul. Eğer Beni bilseydin benden başkasını anmazdın. Ey ademoğlu! Beni zikretmekle şükretmiş, Beni unutmakla küfretmiş olursun. Ey ademoğlu! Zikrimle ni’met bul ve Benimle ferahla. Ey ademoğlu! Kulumda benim zikrim galip durumda olunca; o Bana, Ben de ona aşık olurum. Ey ademoğlu Kim benim zikrimle meşgul olursa, ona Benden isteyenlere verdiğimden daha üstününü veririm.“

“Ben kulumun Beni zikrettiği gibiyim. Kulum Beni zikrederse onunla beraber olurum. Kulum Beni içinden ve gizlice zikrederse Ben de onu içimden ve gizlice zikrederim. Kulum Beni halk ve topluluk içinde zikrederse Ben de onu daha hayırlı bir topluluk içinde zikrederim. Kulum Bana bir karış yaklaşırsa Ben ona bir kulaç yaklaşırım. O Bana bir kulaç yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. O Bana yürüyerek gelirse Ben ona koşarak giderim”. (Buhari, Tevhid, 15; Müslim, Tevbe, 1.)
“Rızaullah’a, Likaullah’a vâsıl olmak isteyenler zikrullah’a devam etsinler.“
“Bazı insanlar Zikrullahın anahtarlarıdır. Bunlar görülünce Allah (CC) Hz.leri anılır.” Buyurunca, Ashab-ı Kiram (RA) sordular: “Ya Resulallah (SAV)! Zikre anahtar mesabesinde (ayarında) olan kimseler kimlerdir? Bunları nasıl bilelim?” Buyurdu ki: “Zikre anahtar olan kimseler şu kimselerdir ki, görüldükleri vakit Allah (CC) Hz.leri hatırlanır, yadedilir, zikrolunur. İşte bu salih ve nurlu kimseleri görünce Allah (CC) Hz.leri’ni anıyorsanız, onlar Zikrullahın anahtarıdır.”(Camiüssağir Şerhi Feyzül K. C.2. S.528 (İbn-i Mesud (RA) Hz.leri rivayet etti)
Allah-u Teala’yı zikretme konusunda Rasulullah (s.a.v) şöyle demiştir:
“Bir kimse “ya Resullallah hangi cihadın ecri daha büyüktür“ diye sordu. Peygamber s.a.v. Efendimiz “ Allah-u Teala’yı en çok zikredenlerin ki“ buyurdu.
Bundan sonra namaz kılanlar, zekat verenler, hacca gidenler ve sadaka verenler
İçin aynı soruyu sordu. Peygamber s.a.v..Efendimiz hepsine aynı cevabı verdi.
Bunun üzerine Hz. Ebubekir r.a. Hz Ömer (r.a.) da “hayırların hepsini Allah-u Teala’yı zikredenler alıp gitti“ dedi. Resulullah s.a.v Efendimiz “evet“ buyurdu.“ (Ahmed bin hanbel)

“Zikir Allah‘tan bir nimettir, şükrünü eda ediniz. Her şeyin bir sonu vardır. İnsanoğlunun sonu da ölümdür. Zikre devam edin; çünkü dünyada size en kolay gelecek, ahirette en fazla ihtiyaç duyacağınız şey zikirdir.“ (Bu hadis sahih olup Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin Marifetnamesi zikir bölümünde de mevcuttur.)

Aşağıdaki hadisler Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.nin Marifetname adlı kitabından alıntıdır;

1.Kim ki, Allah’ı zikretmenin sevgisine kavuşmuştur. Allah da onu sevgisine mazhar kılmıştır.

2.Mevlanın kuluna bağışı ona zikrini ilham etmesidir.

3.Her şeyin bir parlatıcısı vardır. Gönlün parlatıcısıda Allah’ı zikirdir.

4.Hakk Tealanın dediği o zikirdir ki, ifadesiyle, onu size vaadetmiştir. Zira, Onun sizi anması, sizin Onu zikretmenizden daha büyük, daha güzel, daha tam ve daha mükemmeldir.

5.Gerçekte şeytan burnunu insanın yüreğine koyar. Eğer o yürek Mevlayı zikrediyorsa hemen ters yüz olup kaçar. Eğer o yürek Mevlayı unutmuşsa, onu parça parça çiğneyip yutar.

6.Öyle zikrediniz ki, halk görüp size mecnun desin.

7.Allahı zikirden daha üstün bir sadaka olamaz.

8.Altın ve gümüş bağışlamaktan, düşmanlarının boyunlarını vurmaktan ve bütün güzel amellerden size daha yararlı olan, derecenizi en yükseğe çıkaran Allahı Zikretmektir.

9.Rabbini zikredenle etmeyenin hali, diri ile ölü gibidir.

10.Bir kimse Allahı zikirden daha fazla kendisini kurtuluşa erdirecek iyi bir amel işleyemez.

11.Bir kimse kucağını paralarla doldurup fakirlere dağıtsa ve bir diğeride Allahı zikirle meşgul olsa, Allah katında, o zikreden, o bağı yapandan daha üstündür.

12.Sizden kim bir cennet bahçesine rast gelirse, ondan payını alsın. O cennet bahçeleri Zikir meclisleridir.

13.Bir topluluk aynı mecliste oturup, Allahı zikretmeyip ondan ayrı kalsalar, sevimsiz bir şeyden ayrı kalır gibi, o meclis için onlar kıyamet gününde hasret çekerler.

14.Cennet ehli asla hasret çekmez. Ancak, Allahı zikretmeyip boş geçirdikleri saatlere yanarlar.

15.Mevlayı zikreden, düşmanı tarafından öldürülmek üzere peşine düşülen ve tam ele geçecekken sağlam bir kale bulup hemen oraya sığınarak, düşmanından kurtulan kişi gibidir ki, o mü’min kul, kendini şeytandan ancak Allah‘ı zikirle korur.

Aşağıdaki hadisler Mehmed Zahid Kotku Rh.A Hazretleri‘nin Kitabından alıntıdır;

  1. “Kıyamet gününde toplanan halkın arasında kerem ehlinin bilinmesi, murâd-ı ilâhî olarak emr olunur.” diyen Efendimiz SAV Hazretleri’ne, ashab-ı kirâm:
    “–Bu kerem ehli kimlerdir yâ Rasûlallah?” diye sordular.
    Cevaben:
    “–Onlar camilerde Allah’ın zikri için toplanan mü’minlerdir.” buyurmuşlardır.
  2. Rasûl-ü Ekrem SAV Efendimiz bir topluluk (cemaat) üzerine uğradılar. Onlara niçin toplandıklarını sordular. Cevâben:
    “–Allah-u Teàlâ’yı zikir ve tahmîd için…” dediler.
    Efendimiz o zaman:
    “–Şimdi Cebrâîl AS geldi, bana haber verdi ki, Allah-u Teàlâ sizlerle meleklerine mübâhât etmektedir. Yâni, makàm-ı iftiharda siz kullarını yâd eder; meleklerine över.” buyurmuştur.
  3. Selmân-i Pâk RA bir cemaat ile beraber Allah-u Teàlâ’nın zikriyle meşgulken, Rasûlullah SAV Efendimiz onlara uğradılar. Onlar, Efendimizi görünce zikri bıraktılar. Efendimiz SAV sordular:
    “–Ne diyorsunuz?”
    Onlar da cevaben:
    “–Allah-u Teàlâ’yı zikrediyorduk.” dediler.
    O zaman Efendimiz:
    “–Rahmet-i ilâhiyenin nâzil olduğunu gördüm de, sizlerin aranıza girmeyi istedim.” buyurdular ve ilâve ettiler:
    “–Bana ümmetimden müttakî bir zümre ile beraber bulunmayı ve nefsime onlarla birlikte sabretmesini emreden Allah Celle ve A’lâ’ya hamd ederim ki, bana ümmetimin zâkir ve sabirleri arasında olmamı emir buyurdular; lütuf ve ihsan ettiler.”