Kategori arşivi: İSLAMIN 7 SAFHASI

04-İSLAMIN ÜÇÜNCÜ 7 BASAMAĞI

İSLAMIN ÜÇÜNCÜ 7 BASAMAĞI

Kur’ân-ı Kerim’i incelediğimiz zaman, İslam 7 safha ve 4 teslimden oluşur.

1.safha: Allah’a ulaşmayı dilemek (3.basamak)
2.safha: Mürşide tâbî olmak (14.basamak)
3.safha: Ruhun dünya hayatında Allah’a ulaşması (1.teslim)
(21.ve 22.basamaklar)
4.safha: Fizik vücudun (vechin) teslimi (2.teslim)(25.basamak)
5.safha: Nefsin teslimi (3.teslim)(26.basamak)
6.safha: İhlasa, İrşada ulaşmak
7.safha: İradeyi Allah’a teslim etmek (4.teslim)(28.basamağın
4.kademesi)

“Kur’ân-ı Kerim’i bütünüyle ifade eden bir süre var mıdır?” diye bir sual sorulduğunda, bu sualin cevabı; Vel Asr Suresidir.

28 basamaklık bir İslâm merdiveninin bütünü, Vel Asr Suresinin içindedir.

103/ASR-1: Vel asrı.
Asra yemin olsun.

103/ASR-2: İnnel insâne le fî husrin.
Muhakkak ki insan, gerçekten hüsrandadır.

103/ASR-3: İllâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve tevâsav bil hakkı ve tevâsav bis sabr(sabrı).
Ama âmenû olanlar (ilk 7 basamağı aşanlar), nefs tezkiyesi yapanlar (ikinci 7 basamağı aşanlar), Allah’a ruhu ulaşıp Hakk’ı tavsiye edenler (üçüncü 7 basamağı aşanlar) ve sabrı tavsiye edenler (dördüncü 7 basamağı aşanlar) hariç.

İmam-ı Şafi Hz.leri buyuruyor ki; “Kur’ân-ı Kerim kaybolmaz. Artık böyle bir şey mümkün değil. Ama kaybolmuş olsaydı, o zaman Vel ‘Asr Suresi bütün Kur’ân-ı Kerimi anlatmak için yeterdi”.

  1. basamaktan, 21. basamağa kadar, “hakkı tavsiye edenlerin“ bölümü bulunmaktadır.

O halde; Kur’an-ı Kerim‘deki açıklamaları ile 28 basamaklı bir dizaynda, üçüncü 7 basamak olan “hakkı tavsiye edenleri“ incelersek;

15.Basamak; Nefs-i emmare;
1.defa %7 fazl birikiminde ruh 1. gök katına ulaşır. Nefsin kalbinde %7 (fazl nuru) birikti burası Nefs-i Emmare kademesidir. Kişinin nefsi şerri emrediyor (nefsinden emir alıyor).
12/YUSUF-53: Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûı illâ mâ rahime rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun).
Ve ben, nefsimi ibra edemem (temize çıkaramam). Çünkü nefs, mutlaka sui olanı (şerri, kötülüğü) emreder. Rabbimin Rahîm esmasıyla tecelli ettiği (nefsler) hariç. Muhakkak ki Rabbim, mağfiret edendir (günahları sevaba çevirendir). Rahîm’dir (rahmet nurunu gönderen, rahmetiyle nefsleri tezkiye ve tasfiye edendir).
“Senin düşmanlarının en düşmanı, en şiddetlisi iki tarafın arasında bulunan nefstir.” (Kenzul Hakaik, Beyhaki).
Başlangıçta nefsimizin kalbine sızan % 2 rahmet nurunun oranı hiç artmaz (her kademede % 2 lik oran olduğu gibi kalır).
16.Basamak; Nefs-i levvame;
2.defa %7 fazl birikiminde ruh 2. gök katına ulaşır. Nefsin kalbinde %14 (fazl nuru) birikti, burası Nefs-i Levvame kademesidir. Kişi nefsini levm etmekte, kınamaktadır. Kötülük işlemek istemez ama nefsi ona yaptırır.
75/KIYAME-2: Ve lâ uksimu bin nefsil levvâmeh(levvâmeti).
Ve hayır, o levvame (kınanan, suçlanan) nefse yemin ederim.
17.Basamak; Nefs-i mülhime;

  1. defa %7 fazl birikiminde ruh 3. gök katına ulaşır. Nefsin kalbinde %21 (fazl nuru) birikti, burası Nefs-i Mülhime kademesidir. Kişi Allah’tan ilham almaya başlar.

91/ŞEMS-8: Fe elhemehâ fucûrehâ ve takvâhâ.
Ona (o nefse), (Allah’ın) takvası ve (şeytanın) füccuru ilham edilir.

18.Basamak; Nefs-i mutmainne;

  1. defa %7 nur birikiminde ruh 4. gök katına ulaşır. Nefsin kalbinde %28 (fazl nuru) birikti, burası Nefs-i Mutmainne kademesidir. Kişi mutmain olmuş, Allah’ın kendisine verdikleri ona mutlaka yeterli gelmektedir.

13/RA’D-28: Ellezîne âmenû ve tatmainnu kulûbuhum bi zikrillâh(zikrillâhi) e lâ bi zikrillâhi tatmainnul kulûb(kulûbu).
Onlar, âmenûdurlar ve kalpleri, Allah’ı zikretmekle mutmain olmuştur. Kalpler ancak; Allah’ı zikretmekle mutmain olur, öyle değil mi?

89/FECR-27: Yâ eyyetuhen nefsul mutmainneh(mutmainnetu).
Ey mutmain olan nefs!

“Allah’ım SANA MÜLAKİ OLMAYA İMAN EDEN, KADERİNE RAZI OLAN, VERDİĞİNE KANAAT EDEN NEFSİ MUTMAİNNE İSTERİM.” (Hadisi kutsi-nasihul ibad )

“Zengin olan çok malı olan değil, Hakk’ın, kendisine verdiğine kanaat edendir.”

19.Basamak; Nefs-i radiye;

  1. defa %7 fazl birikiminde ruh 5. gök katına ulaşır. Nefsin kalbinde %35 (fazl nuru) birikti, burası Nefs-i Radiye kademesidir. Kişi Allah’tan razıdır.

89/FECR-28: İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten).
Allah’tan razı ol ve Allah’ın rızasını kazan. (Ey ruh!) Allah’a (Rabbine) geri dönerek ulaş.

Resulullah (SAV) Efendimiz şöyle buyurdu:”Allah-ü Teâlâ şöyle buyurdu:O kimse ki kazama rıza göstermez, belama sabretmez, nimetlerime de şükretmez, artık varsın Ben’den başka bir Rabb arasın…” (Taberani)

20.Basamak; Nefs-i mardiye;

  1. defa %7 nur birikiminde ruh 6. gök katına ulaşır. Nefsin kalbinde %42 (fazl nuru) birikti, burası Nefs-i Mardiyye kademesidir. Allah da bizden razı olmuştur.

89/FECR-28: İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten).
Allah’tan razı ol ve Allah’ın rızasını kazan. (Ey ruh!) Allah’a (Rabbine) geri dönerek ulaş.

  1. Basamak; Nefs-i tezkiye;
  2. defa %7 nur birikiminde ruh 7. gök katına ulaşır. Nefsin kalbinde %49 (fazl nuru) birikti, burası Tezkiye kademesidir.

35/FATIR-18: Ve lâ tezirû vâziretun vizre uhrâ, ve in ted’u muskaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu şey’un ve lev kâne zâ kurbâ, innemâ tunzirullezîne yahşevne rabbehum bil gaybi ve ekâmûs salâh(salâte), ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li nefsih(nefsihî), ve ilâllâhil masîr(masîru).
Yük taşıyan birisi (bir günahkâr) başka birinin yükünü (günahını) yüklenmez. Eğer ağır yüklü kimse, onu (günahlarını) yüklenmeye (başkasını) çağırsa bile ondan hiçbir şey yükletilmez, onun yakını olsa dahi. Sen ancak gaybte Rabbine huşû duyanları ve namazı ikame edenleri uyarırsın. Ve kim tezkiye olursa (nefsini tezkiye ederse), o taktirde bunu sadece kendi nefsi için yapar. Ve dönüş Allah’adır (Nefs tezkiyesi ile ruh Allah’a döner ulaşır).

Tezkiye olanın nefsinin kalbi %2 rahmet nuru ve %49 fazl birikimi ile %51’i nurlarla kaplanmıştır. Burası nefs tezkiyesinin tamamlandığı noktadır. Ruhumuz da nefsin tezkiyesine paralel olarak 7 gök katını ve 7 alemi geçerek, Allah’ın Zat’ına ulaşır.

“İbadet, dua eden müminin ruhunun yükselerek Allah’a ulaşmasıdır ” (Tırmizi, Davut,112)

Cafer B. Sadık Hz. Feridüddin Attar Tezkiretü’l evliya sayfa 58;
“Kim de nefs ile Allah için mücahede ederse Allah’a vasıl olur.”
Abdulkadir Geylani’nin Menkibeleri Cevherden Gerdanliklar Muhammed bin Yahya Et-Tadifi ;
“Allah’ın yoluna süluk eden, mutlaka Allah’a vasıl olur (Allah’a ulaşır).

Ruhumuzun Allah’a ulaşması (hidayete ermek) üzerimize farz kılınmıştır.

89/FECR-28: İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten).
Allah’tan razı ol ve Allah’ın rızasını kazan. (Ey ruh!) Allah’a (Rabbine) geri dönerek ulaş.

73/MUZEMMİL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen).
Rabbinin (Allah’ın) ismiyle zikret ve herşeyden kesilerek O’na (Allah’a) dön (ulaş, vasıl ol).

13/RAD-21: Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(hisâbi).
Ve onlar Allah’ın (ölümden evvel), Allah’a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhlarını), O’na (Allah’a) ulaştırırlar. Ve Rab’lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar.

51/ZÂRİYÂT-50: Fe firrû ilâllâh(ilâllâhi), innî lekum minhu nezîrun mubîn(mubînun).
Öyleyse Allah’a firar edin (kaçın ve sığının). Muhakkak ki ben, sizin için O’ndan (Allah tarafından gönderilmiş) apaçık bir nezirim.

Mutu en kable temutu “Ölmeden önce ölünüz” (Acluni keşfü’l hafa c2. shf:291 (2669)

Peygamber Efendimiz S.A.V. ilk Cuma Hutbesinde şöyle buyuruyor:
“Size ölüm gelmeden Rabbinize ulaşın ve teslim olun”

Said-i Nursi Hz.leri:
“Fâniyim, fâni olanı istemem. Âcizim, âciz olanı istemem. RUHUMU RAHMANA TESLİM EYLEDİM, gayr istemem ” (Orjinal Sayfa:500, 26. söz)

Hidayet; insan ruhunun hayattayken Allah’a ulaşmasıdır;

2/BAKARA-120: Ve len terdâ ankel yahûdu ve len nasârâ hattâ tettebia milletehum kul inne hudâllâhi huvel hudâ ve leinitteba’te ehvâehum ba’dellezî câeke minel ilmi, mâ leke minallâhi min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin).
Sen onların dînine tâbî olmadıkça (uymadıkça) ne yahudiler ve ne de hristiyanlar senden (asla) razı olmazlar. De ki: “Muhakkak ki Allah’a ulaşmak (var ya) işte o, hidayettir.” Sana gelen bunca ilimden sonra eğer onların hevalarına uyarsan andolsun ki; Allah’tan sana ne bir dost ve ne de bir yardımcı olur.

3/ÂLİ İMRÂN-73: Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu), vallâhu vâsiun alîm(alîmun).
Ve (Ehli Kitap): “Sizin dîninize tâbî olandan başkasına inanmayın.” (dediler). (Habibim onlara) De ki: “Muhakkak ki hidayet Allah’a ulaşmaktır. (İnsanın ruhunun ölmeden önce Allah’a ulaşmasıdır.) Size verilenin bir benzerinin, bir başkasına verilmesidir.” Yoksa onlar, Rabbiniz’in huzurunda, sizinle çekişiyorlar mı? (Onlara) De ki: “Muhakkak ki fazl Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir.” Ve Allah, Vâsi’dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar), Alîm’dir (en iyi bilendir).

Şura suresinin 13.ayet-i kerimesinde kim Allah’a ulaşmayı dilerse, Allah o kişinin ruhunu Kendisine ulaştıracağına dair garanti vermiştir.

42/ŞÛRÂ-13: …,allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).

İşte, Allahu Teala, Allah’a ulaşmayı dileyenin ruhunu, Kendisine ulaştıracağına garanti verdiği için ve ruhun Allah’a ulaşması da nefsin tezkiyesine paralel bir artışla Allah’a doğru yol aldığı için nefsin tezkiyesi de Allah’ın garantisinde olan bir durumdur. Ruhun Allah’a ulaşabilması nefs tezkiyesine bağlıdır. Ruh Allah’a 21.basamakta ulaşır. 22.basamakta ise Allah‘a teslim olur.

Nefs tezkiyesini gerçekleştiren Allah’ın rahmet ve fazl nurlarıdır. Nurlar kalbe girmezse kalp aydınlanıp, temizlenemez. Nefsin kalbini karanlıklardan kurtaran Allah’ın nurlarıdır.

24/NÛR-21: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân(şeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiş şeytâni fe innehu ye’muru bil fahşâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeşâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun).
Ey âmenû olanlar, şeytanın adımlarına tâbî olmayın! Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa o taktirde (şeytanın adımlarına uyduğu taktirde) muhakkak ki o (şeytan), fuhşu (her çeşit kötülüğü) ve münkeri (inkârı ve Allah’ın yasak ettiklerini) emreder. Ve eğer Allah’ın rahmeti ve fazlı sizin üzerinize olmasaydı (nefsinizin kalbine yerleşmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediğinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem’î’dir (en iyi işitendir) Alîm’dir (en iyi bilendir).

Allah’ın rahmet ve fazl nurlarını insanın kalbine indiren zikirdir ve nefsin temizlenmesini sağlar.

39/ZUMER-23: Allâhu nezzele ahsenel hadîsi kitâben muteşâbihen mesâniye takşaırru minhu culûdullezîne yahşevne rabbehum, summe telînu culûduhum ve kulûbuhum ilâ zikrillâh(zikrillâhi), zâlike hudallâhi yehdî bihî men yeşâu, ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâd(hâdin).
Allah, ihdas ettiği (nurların) ahsen olanlarını (rahmet, fazl ve salâvâtı), ikişer ikişer (salâvât-rahmet ve salâvât-fazl), Kitab’a müteşabih (benzer) olarak indirdi. Rab’lerinden huşû duyanların ciltleri ondan ürperir. Sonra onların ciltleri ve kalpleri Allah’ın zikriyle yumuşar, sükûnet bulur (yatışır). İşte bu, Allah’ın hidayetidir, dilediğini onunla hidayete erdirir. Ve Allah, kimi dalâlette bırakırsa artık onun için bir hidayetçi yoktur.

“Allah’ın zikri kalblere şifadır”. (Hadis-i Serif; İmam Münavi, Feyzül Kadir)
“Zikir bir kazmadır, onunla gönüllerdeki yabancı dikenleri temizlersin“. (Ubeydullah Ahrar)
Nefs tezkiyesinin anahtarı, Müzemmil suresinin 8.ayeti kerimesine göre Allah’ın ismiyle “ALLAH, ALLAH, ALLAH ” diye zikretmektir ve zikretmek üzerimize farz kılınmıştır. Ruhun Allah’a ulaşması zikre bağlıdır.
73/MUZEMMİL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen).
Rabbinin (Allah’ın) ismiyle zikret ve herşeyden kesilerek O’na (Allah’a) dön (ulaş, vasıl ol).
Hasan Basri K.S. ve Hikmetli sözleri
“Zikir Allah Rasulünün Hz Ebu Bekir ile hicretlerinde sevr mağarasında Ebubekir es Sıddika tavsiye ettiği şekilde yapılmalı;
—YA Eba Bekr dilini üst damağına yapıştır ve ALLAH ALLAH ALLAH de.”

Günün yarısından fazla zikretmek te farzdır;

33/AHZÂB-41: Yâ eyyuhellezîne âmenûzkûrullâhe zikren kesîrâ(kesîran).
Ey âmenû olanlar! Allah’ı çok zikirle (günün yarısından fazla) zikredin.

İslam Allah’a teslim olmaktır ve bütün teslimler yani 4 teslim zikre bağlıdır. Allah-u Teala’yı zikretmenin daimi yapılması emrediliyor. Nisa Suresinin 103. âyet-i kerimesi gereğince daimî zikir farzdır;
4/NİSÂ-103: Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alel mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten).
Böylece namazı bitirdiğiniz zaman, artık ayaktayken, otururken ve yan üstü iken (yatarken), (devamlı) Allah’ı zikredin! Daha sonra güvenliğe kavuştuğunuz zaman, namazı erkânıyla kılın. Muhakkak ki namaz, mü’minlerin üzerine, “vakitleri belirlenmiş bir farz “ olmuştur.

%51 temizlenen nefs Allah’ın emirlerine yarı yarıya itaat eder, kalan %49 karanlık ise emirlere itaat etmez. Bu nedenle nefsinin tezkiye eden kişinin dünya saadeti yarı yarıyadır.

Mutluluğumuz nefsimizin temizlenmesine bağlıdır. Kişinin nefsinin temizlenmesi ise mutlaka Allah’a ulaşmayı dilemesine bağlı. Kişi serbest iradesiyle Allah‘a ulaşmayı dilerse, Allah onu, nefsini tezkiye etmesi için mutlaka mürşidine ulaştırır.

25/FURKÂN-70: İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).
Ancak kim (mürşidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazılıp, îmânı artan) mü’min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde işte onların, Allah seyyiatlerini (günahlarını) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur’dur (günahları sevaba çevirendir), Rahîm’dir (rahmet gönderendir).

25/FURKÂN-71: Ve men tâbe ve amile sâlihan fe innehu yetûbu ilallâhi metâbâ(metâben).
Ve kim (mürşidi önünde) tövbe eder ve salih amel (nefs tezkiyesi) işlerse, o taktirde muhakkak ki o, tövbesi kabul edilmiş olarak Allah’a ulaşır (hayattayken ruhu Allah’a ulaşır).

Nefs tezkiyesi Allahu Tealaya teslim olmanın vazgeçilmez şartıdır. Nefs her kademede temizlendikçe mutluluk oranı da kademe kademe artar. Ne zamanki nefs %100 temizlenir, işte o zaman dünya mutluluğunun tamamına ulaşılır. Bu ise daimi zikirle mümkündür.

28 basamaklık bir İslâm merdiveninin bütününü anlatan Vel Asr Suresinin 3. bölümü inşaallah burada tamamlanıyor.

Allah razı olsun.